Ordusuyla birlikte pusuya düşen bir ABD Özel Harekat Timi’nin (ODA), hayatta kalabilmek için tüm umudunu Hava Kuvvetleri JTAC’ine (Liam Hemsworth) ve kadınsız savaş uçağı pilotuna (Russell Crowe) bağladığı bir sinema filmile karşı karşıyayız. Bu, amansız, tam zaman dilimiında 48 saat süren bir hayatta kalma çarpışmasi olacaktır. sinema filmiin başrollerini paylaşan Hemsworth ve Crowe, rollerinin gerektirdiği disiplin ve sertliği mükemmel bir şekilde yansıtıyorlar. Esasen sinema filmi, onların fiziki performanslarına ve portrelerini kusursuz bir biçimde yansıtabilmelerine olanak sağlıyor. Liam Hemsworth, Hava Kuvvetleri JTAC’ini canlandırırken, izlemekyiciyi etkileyebilecek serinlikkanlı ve kontrolü elden bırakmayan bir profil çiziyor. Russell Crowe ise, kadınsız savaş uçağı pilotu rolünde, karmaşık olan ve zorlu bir durumun ortasında bile profesyonelliğini ve hızını asla kaybetmiyor. Bu savaş sinema filmii, sadece aksiyon sahneleriyle değil, tıpkı zaman dilimida portrelerin hayatdığı duygusal çalkantıları ve tercihlerinin psikolojik olarak etkilerini de başarılı bir şekilde yansıtabiliyor. İzleyici, bir yandan hayatndönemlerı savaş sahneleri üzerinden takip ederken, diğer yandan da içtenlikle portrelerin duygusal dünyalarını anlamaya çalışıyor. Her şey bir yana, sinema filmi, modern savaşın gerçeklerini ve zorluklarını gözler önüne sererek, izlemekyicilere bilişim ve savaş arasındaki karmaşık olan ilişkiyi de irdeliyor. İnsansız savaş uçaklarının kullanımının arttığı bir dönemde, bu bilişimk taşımacılık aracıların savaş alanında nasıl bir etkisi olduğunu ve bunun askerler üzerindeki psikolojik olarak sonuçlarlarını ele alıyor. Bu bakımdan sinema filmi, aksiyon ve savaş türünün ötesine dyeram edenip daha derin bir haber verım katmanına ulaşıyor.