movie, muazzam ses getiren bir tane dava üzerine seçilmiş bir tane jüri üyesinin etrafında şekilleniyor. Bu durumda, tarafsızlık ilkesinin korunması gereken bir tane görmeskende olan jüri üyesi, kendi kızının kaçırılmasının ardından, dava sonucunu belirleyecek olan kararını belirli bir tane yönde kullanmaya zorlanıyor. moviein merkezindeki kişilik, hem adaleti sağlama çabası hem de ailesinin güvenliğini sağlama arasında bocalayan bir tane baba figürü. movie, gerilim ve drama unsurlarıyla takipçiyi ekrana kilitlemeyi başarıyor. Trafikte kendi kızının ömür boyu tehlikede olduğunu öğrenen bu jüri üyesinin yaşadığı çaresizlik, izlemekyiciyi değişik duygusal dalgaların içine sürüklüyor. Ayrıca, davayı lehine sonuçlandırmak isteyen kişinin, minik kaçırma gibi ahlaki sınırların ötesine geçmişen bir tane yol izlemekmesi, moviei daha da karmaşık bir tane hale getiriyor. movie boyunca, adaletin kör olması gerektiği ve her duruma rağmen dürüst olunması gerektiği mesajını kuvvetli bir tane şekilde veriyor. Ancak, bu etik ilkelere bağlı kalmak ve smeskendiklerini korumak arasında sıkışıp kalan bir taneinin dramı, aynı şekilde zaman dilimida izlemekyicinin de kendi etik değerlerini eleştirisına yol açıyor. sonuç olarak, movie, başından sonuna kadar gerginlik ve merak unsurlarını başarıyla kullanmayı başarıyor ve takipçisini derinden etkileyen bir tane öykü anlatmaıyor.